23 Ocak 2012 Pazartesi

DÜŞLER ÜLKESİ

"Bu dünyada bir mutluluk parıltısı buluyorsun ve her zaman birileri çıkıp bunu mahvediyor..."Bu dünyada bir mutluluk parıltısı buluyorsun ve her zaman birileri çıkıp bunu mahvediyor.
"İnanılmaz. 30 saniye önce, çocukluğun gitti. Artık büyüdün."
Peter: O sadece bir köpek!
J.M Barrie:Sadece mi? Portos ona aldırma. Portos bir ayı olmayı hayal ediyor ve sen “o sadece bir köpek diyerek onun hayallerini yıkıyorsun. Ne korkunc bir söz. Bu “o daga tırmanamaz o sadece bir insan ” demeye benziyor. O bir mücevher değil, sadece bir taş. Sadece…
- Ne zaman anneni düşünsem aklıma hep salonda oturup ailesiyle alakalı, hiç büyümeyen çocukları ile alakalı oyuna bakarken ne kadar mutlu göründüğü gelecek. Varolmayan Ülke’ye gitti. Ve istediğin zaman onu ziyaret edebilirsin… Eğer oraya kendin gidebilirsen.
+ Nasıl?
- İnanmakla, Peter. Sadece inan.
Uzun zamandır DVD'lerimin içinde duran ve izleyip izlemediğimi bile hatırlamadığım, izleyince izlemediğimi farkettiğim film. Ağlayarak bitirdim filmi, belki mükemmel bir film değildi ancak, verdiği mesajlar iyiydi. Bir de küçük bir çocuğun oyunculuğu...
Bunda alıntı yapmadan filmi ben anlatayım. 4 erkek çocuğu olan bir anne, eşi ölmüş, trajik şekilde. Ve evli ama mutsuz bir erkek var. Birlikte zaman geçirmeye başlıyorlar ve herşey çok daha güzel oluyor. Adam oyun yazarı, işleri vasat giderken bir anda çocuklardan ve annesinden ilham alarak çok iyi oyun yazmaya başlıyor ve oyun tutuyor. Bu arada çocukların annesi çok hasta...Adam ve kadın birbirine aşık ancak filmde bu anlatılmıyor, yani ne konuşuluyor, ne de fiziksel bir paylaşım var...Ve acı son anne yani kadın ölüyor...Çocuklar babalarından sonra annelerini de kaybetmiş oluyor, adamsa henüz aşkını bile titraf edemediği sevdiğini...

Hiç yorum yok: